Yazı İçerikleri
Sarılık nedir?
Kana rengini veren ve oksijen taşıyan yapılara hemoglobin denir. Hemoglobin kırmızı kan hücrelerinin (alyuvarların) ana yapısını oluşturan maddedir. Alyuvarların vücuttaki ömrü yaklaşık 120 gündür. 120 gün sonrasında kanda bulunan alyuvarlar yıkılıp yenilenir. Alyuvarlardaki bu hemoglobin maddesi yıkıldığı zaman bilirubine dönüştürülür. Bilirubin ise sarı renkli bir maddedir. Karaciğer, bilirubinin vücuttan uzaklaştırılması ile görevlidir. Fakat bilirubin herhangi bir nedenle vücuttan yeteri kadar uzaklaştırılamazsa kan dolaşımına katılır ve cildin, mukozaların ve göz akının sarı renkte gözükmesine neden olur.
Bebeklerde sarılık nedir?
Bebeklerde gözlenen sarılığa yenidoğan sarılığı denir. Birçok yenidoğanda sarılığa rastlamak mümkündür. Prematüre bebeklerin %80’inde, 37. haftadan sonra doğan bebeklerin ise %80’inde sarılık gözlenebilir. Bebeklerdeki sarılığın birçok nedeni olabilir. En sık gözlenen nedenlerden bir tanesi fizyolojik sarılıktır. Bebeklerin karaciğeri, doğduktan sonra bilirubin yıkılması görevini plasentadan daha yeni devir almıştır. Gelişmekte olan karaciğer, bilirubinin uzaklaştırılmasını ilk zamanlar etkin bir şekilde gerçekleştiremez, zaman geçtikçe karaciğer bilirubini etkin bir şekilde uzaklaştırır ve belirtiler kendiliğinden kaybolur.
Bebeklerdeki sarılık belirtileri nelerdir?
Yenidoğan sarılığı bebeklerde artmış uyku hali, dışkı ve idrar renginde değişme, emme güçlüğü gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Sarılık kafada başlar ve vücuda yayılır. Artan sarılıkta en son el ve ayak gibi organlar sarı rengi alır. Bebeklerde geç başlangıçlı bir sarılık türü gözlenmişse ise bu genelde anne sütü sarılığı nedeniyledir. Bu tür sarılık yaklaşık 2-3 ay sürebilir. Kandaki bilirubin seviyesi tehlikeli sınıra ulaşmadığı sürece anne sütüne ara verilmez. Bilirubin yüksekliği tedavi edilmediği takdirde kalıcı beyin hasarına neden olabilir.
Sarılık belirtileri nelerdir?
Daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde sarılık belirtileri aşağıdaki şekilde sıralanabilir;
- Göz içi ve ciltte sarılık
- Kaşıntı
- Halsizlik/yorgunluk
- Koyulaşan idrar
- Açık renkli dışkı
- Karın ağrısı
- Kilo kaybı
- Ateş
Sarılık hastalığı nedir?
Sarılık aslında farklı nedenlerle ortaya çıkan bir tıbbi durum olsa da halk arasında Hepatit B hastalığına da sarılık denir. Hepatit B virüsü nedeniyle oluşan Hepatit B, kan ya da cinsel yolla bulaşabilen, karaciğerde harabiyete yol açan ve tedavi edilmediği takdirde karaciğer kanseri gibi ciddi sonuçlara neden olabilecek bir hastalıktır. Bu virüs bazı kişilerde hiçbir semptom vermeden senelerce taşınır. Taşıyıcı kişiler farkında olmadan hastalığı başkalarına bulaştırabilir.
Sarılık türleri nelerdir?
Sarılık farklı nedenlerle ortaya çıkabildiği için nedensel faktörlere dayalı üç geniş kategoride sınıflandırılmıştır. Sınıflandırma, karaciğerin hangi bölümünün hatalı çalıştığına ve bilirubinin kan dolaşımından atılımının nasıl etkilendiğine göre yapılır. Nedenlerine göre sarılık türleri; hepatoselüler, hemolitik ve tıkanma sarılığı olarak sınıflandırılır.
- Hepatosellüler Sarılık: Hepatosellüler sarılık, karaciğerdeki hasar nedeniyle oluşan bir sarılık türüdür. Hasar çeşitli nedenlerden dolayı oluşabilir. Karaciğerdeki parankimal hücreleri enfeksiyon gibi nedenlerden dolayı etkilenirse, karaciğer metabolizmasında azalma gözlenir. Azalan metabolizma sonucu bilirubin vücuttan uzaklaştırılamaz ve birikmeye başlar. Hepatit A, B ya da C virüsleri ile oluşan sarılık hastalığı aslında hepatosellüler sarılık olarak sınıflandırılır. Karaciğer kanseri veya aşırı alkol tüketimi de karaciğer hasarına neden olabilir.
- Hemolitik Sarılık: Hemolitik sarılık, kan dolaşımındaki kırmızı kan hücrelerinin normalden daha hızlı bir şekilde parçalanması durumunda meydana gelir. Böyle bir durumda karaciğer yüksek seviyedeki bilirubin ile başa çıkamaz. Hemoliz olarak bilinen bu durum ölümcül olabilir. Hemolitik sarılık, sıtma geçiren hastalarda rastlanır. Sıtma parazitleri, kırmızı kan hücrelerine hızlı bir şekilde saldırarak parçalanmasına neden olur.
- Tıkanma (Obstrüktif) Sarılığı: Obstrüktif sarılık karaciğeri, safra kesesini ve bağırsağı birbirine bağlayan safra kanalları arasında oluşan tıkanmalardan kaynaklanan bir tür sarılıktır. Bu tıkanıklık, karaciğerin bilirubini uzaklaştırmasını önler ve karaciğerde artan bilirubin, karaciğer metabolizmasını olumsuz etkiler. Tıkanma sarılığı, safra kanallarında tıkanmaya neden olabilecek birçok hastalık nedeniyle ortaya çıkabilir. Safra kesesi taşları ya da şişmiş lenf bezleri bu kanalda tıkanmalara yol açabilir.
Sarılık teşhisi nasıl konulur?
Sarılık, kandaki ya da idrardaki bilirubin miktarının ölçülmesi ile anlaşılır. Bilirubin seviyeleri desilitre başına miligram (mg/dL) olarak ölçülür. Yetişkinler ve büyük çocuklarda kandaki bilirubin seviyeleri 0,3 ile 0,6 mg/dL arasında olmalıdır. 37. haftadan sonra doğan bebeklerin yaklaşık yüzde 97’si 13 mg/dL’den daha az seviyelerde bilirubine sahiptir. Bundan daha yüksek seviyelere sahip olan hastalar, daha fazla araştırma için ilgili birimlere yönlendirilirler.
Sarılık tedavisi nasıl yapılır?
Sarılığa neden olan yüksek bilirubin seviyelerinin uygun tedaviyle düşürülmesi ve bilirubinin vücuttan uzaklaştırılması çok önemlidir. Çünkü yükselmiş bilirubin seviyeleri beyinde kalıcı hasara yol açabilir. Sarılık tedavisi altta yatan hastalığın türüne göre değişir. Sarılık için kullanılan neredeyse tüm tedavi yöntemleri sarılıktan ziyade altta yatan nedeni tedavi etmeye dayanır.
Sarılık nedeni saptandıktan sonra neden hemolitik (alyuvarların yıkımına) ise,
- orak hücreli anemide folik asit desteği ve dalak ameliyatı,
- gereğinde kemik iliği replasmanı,
- demir depolarının doldurularak kansızlık düzeltilir.
Tıkanma sarılığı, safranın bağırsağa iletiminde engel teşkil eden durumlar tıkanıklığa neden olur. Tıkanıklık sonucu sarılık belirtileri ortaya çıkar. İdrar rengi koyulaşırken dışkının rengi kil rengine döner. Koledokolitiazis olarak adlandırılan safra kesesinde taş oluşumu, tıkanıklığın en sık sebebidir. Safra tıkanıklıkları tedavi edilmediği takdirde uzun dönemde ileri derece karaciğer hasarına sebep olarak ölümcül seyredebilir.
Kan ve idrar testlerinin yanı sıra karın ultrasonografisi ve bilgisayarlı tomografi, meydana gelen sorunların tespiti için kullanılabilir. MRG-CP (manyetik rezonans kolanjiopankreatografi) olarak adlandırılan görüntüleme yöntemi, safra kanallarında meydana gelen anormalliklerin tespiti konusunda hassas bir yöntemdir. Endoskopik olarak uygulanan ERCP (endoskopik retrograde kolanjiopankretogram) tanı ve tedavi aşamalarında kullanılabilir. Taşın lokalizasyonu veya çeşitli durumlar nedeniyle endoskopik tedavi uygulanamıyorsa, laparoskopik ameliyat veya açık cerrahi uygulamalar ile müdahale edilebilir. Tıkanma karaciğerin malign hastalığına bağlı ise geniş çaplı rezeksiyon (o bölgenin çıkartılması) gerçekleştirilir. Sarılık siroza bağlı ise tıbbi tedaviye başlanır.
Karaciğer yetmezliğine ilerlemiş vakalarda karaciğer nakli yapılır.
Hepatit A, B veya C gibi enfeksiyöz (viral) nedenlerde ilaç tedavisi bulunmadığı için hastaya destek ve istirahat tedavisi verilir. Hepatit A ağız-dışkı yoluyla bulaşıcı olduğu için hasta izole edilir. Hepatit B ve C kan ve sekresyonlar ile bulaştığı için hastanın bulaştırıcılığı sınırlıdır. İstirahat ve kanda sarılık antikorlarının görünüp görünmediği (hastalığı yenip yenmediği) takip edilir. Hepatit C hastalığının kronikleşmesi halinde hastalar karaciğer nakli için adaydır. Bu nedenle, yakın takipleri önemlidir.
Sarılık tedavisi için kullanılan yaygın tedavi yöntemlerinin bazıları şu şekilde sıralanabilir;
- Hemolitik Sarılık Tedavisi: Hemolitik sarılık tedavisi, kansızlığa veya sağlıklı miktarda kırmızı kan hücrelerinin üretimini engelleyen diğer koşullar düzeltilerek gerçekleştirilir. Genel aneminin neden olduğu sarılık için, diyette demir desteğinin bulunması sarılık tedavisinde yardımcı olabilir. Orak hücreli anemi ve kırmızı kan hücrelerini etkileyen diğer genetik bozukluklar gibi diğer durumlarda, IV rehidrasyon ve kan transfüzyonu gibi diğer tedavi yöntemleri yapılmalıdır. Folik asit takviyesi ve dalak çıkarma ameliyatı, talasemi ve sferositoz gibi durumlardan kaynaklanan sarılığı tedavi etmek için kullanılan diğer hemolitik tedavi yöntemlerindendir. Sağlıklı miktarda kan üretiminin oldukça kısıtlı olduğu ciddi vakalarda, kemik iliği replasmanı gibi cerrahi işlemler yapılması gerekir.
- Hepatosellüler Sarılık Tedavisi: Hepatosellüler sarılık, karaciğerdeki hasardan kaynaklandığından öncelikle hasarın kaynağı tedavi edilir. Enfeksiyonlardan kaynaklanan karaciğer hasarlarında, enfeksiyonun yayılmasını önlemek için antiviral ilaçlar kullanılır ve iyileşme daha yavaş gözlemlenir. Hepatit gibi enfeksiyonlarda antiviral ilaçlar haricinde steroidler de kullanılır. Siroz nedeniyle oluşan karaciğer hasarı olan hastalar için doktorlar genellikle düşük protein diyeti verir ve hastanın alkolden tamamen uzak durmasını tavsiye eder. Beta bloker ve intravenöz antibiyotik de siroz tedavisinde kullanılır. Karaciğer kanseri de sarılık varlığının önde gelen nedenlerinden biridir, bu durumda yaygın kanser tedavi yöntemleri uygulanır. Kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi seçenekleri hastalığın ilerleyişine bağlı olarak tercih edilir. Ağır vakalarda, tedavi için hastanın karaciğer nakli olması gerekebilir.
- Tıkanıklık Sarılığı Tedavisi: Tıkanıklıktan kaynaklanan sarılık vakaları, cerrahi yöntemler kullanılarak tedavi edilir. Safra kesesi taşı nedeniyle oluşan sarılık vakalarında, doktorlar hastaya safra kesesi taşı üretimini engelleyebilecek bir diyet değişikliği önerir. Safra taşlarının çözülmesini amaçlayan ilaçlar da tedaviyi daha etkili hale getirmek için kullanılır. Ağır vakalarda, safra kesesi taşlarının veya safra kesesinin tamamen değiştirilmesini sağlamak için ameliyat yapılır.
Akut ve Kronik Hepatit Nedir?
Sarılık en sık karaciğeri ilgilendiren bozukluklarda görülen bir belirtidir. Sıkça “akut hepatit” ve “kronik hepatit” terimleri kullanılır. Bu değerlendirme hastalığın süresine göre yapılır.
Akut hepatit, karaciğerin fonksiyonlarını 6 aydan daha kısa süre yürütememesi; kronik hepatit ise bu sürenin 6 aydan uzun olması şeklinde kabaca tanımlanabilir.
Viral hepatitler (A, B, C) akut hepatitler arasında kabul edilir. Hepatit C %85 oranında kronikleştiği için kronik hepatitler olma potansiyeli yüksektir.